Dokuz günlük bayram tatilini fırsat bilerek bu yılın ikinci karavan gezisi için Kaş Kamping’e gitmeye karar verdik. Geçen yıl Mersin Erdemli’de yaşadığımız tatsız deneyimden sonra Kaş Kamping’de nelerle karşılaşacağımız konusunda kuşkularım vardı, çünkü karavan konusunda çok fazla tecrübem yoktu.

Konya’dan yola çıkıp yaklaşık sekiz saatlik bir sürüşün ardından, gün battıktan sonra Kaş Kamping’e ulaştık. Kampın girişinde kampın yöneticisi Okan Bey ve diğer çalışanlar bizi güler yüzle karşıladı, bu sıcak karşılama içimi rahatlattı. Bize gösterilen alana karavanımızı yerleştirmeye çalışırken ilk yardıma gelen kamp alanındaki yan komşumuz Adnan Erdemir Bey oldu. Kamp çalışanları ve Adnan Bey’in yardımları sayesinde karavanımızı kısa sürede kullanıma hazır hale getirdik. Adnan Bey ve ailesini tanımak bizim için Adana’da yeni bir dostluğun kapısı oldu.  Uzun bir yolculuğun ardından, denize sıfır konumdaki kamp alanında deniz manzarasına karşı kahvemi keyifle yudumladım. Yorgunluğum, Akdeniz’in huzur verici sesleriyle adeta silindi. Gecenin karanlığında, dalgaların ritmik sesiyle uykuya daldım.


KAŞ KAMPİNG'DE GECE

Günün ilk ışıklarıyla uyandığımda, zeytin ağaçlarıyla kaplı kamp alanında sabahın sakinliğinde dalga seslerinin verdiği huzuru doyasıya hissettim. İlk günün kahvaltısını hazırlarken etrafımızdaki diğer komşularla da tanışma fırsatı bulduk. Hemen yanımızdaki komşularımız Nurcan ve Nurdan Kabay kardeşler, küçük Duru ile birlikte tatillerini uzun süredir Kaş Kamping’de sürdürüyorlardı. Yaklaşık üç ay daha burada kalacaklarını öğrenince, Kaş Kamping’den bizim de hoşnut kalacağımıza dair hiçbir şüphem kalmadı. Oğlumuz Reha ve Duru'nun bu tanışması, unutulmaz bir yaz tatili dostluğunun başlangıcı oldu. Bu tanışma her ikisinin de kalplerinde sonsuza dek sürecek sıcak anıların başlangıcı oldu. Kamp alanında ilk dikkatimi çeken şey, burada konaklayan kişilerin sıcak yaklaşımı ve güzel dostlukları oldu. Günün 24 saatinde kamp alanının her köşesini kontrol altında tutan Okan Bey’in konukları kabul ederken gösterdiği titizlik de hemen göze çarpıyordu.

    

        

    

KAŞ KAMPİNG

Kahvaltıdan sonra kendimizi Akdeniz’in serin sularına bıraktık. Hava sıcak, deniz güzel, kamp ise sakin ve huzurluydu. Tatilimizin ilk gününü denizin ve güneşin keyfini çıkararak geçirdik. Günün sonunda Kaş merkezine gitmeye karar verdik. Kamp alanından yaklaşık 10 dakikalık bir yürüyüşle şehir merkezine ulaştık. Bayram tatili olması nedeniyle şehir merkezi çok kalabalıktı ve araba park edecek yer bile yoktu. Yürüyerek gelmiş olmamızın ne kadar isabetli bir karar olduğunu anladık.

Tatilimizin ikinci gününü yakın çevredeki tarihi mekânları ve müzeleri ziyaret ederek geçirmeye karar verdik. Mira Antik Kenti, Andriake Ören Yeri, Likya Uygarlıkları Müzesi, Demre ve Noel Baba Kilisesi'ni ziyaret ettik. Bu tarihi ve kültürel zenginlikler karşısında büyülenmiş bir şekilde günü tamamladık. Akşamı ise Adana’dan gelen genç komşularımız Merve ve İlker’le birlikte, muhteşem bir deniz manzarası eşliğinde kahve içerek noktaladık.

       

MYRA ANTİK KENTİ

  

LİKYA UYGARLIKLAR MÜZESİ

  

DEMRE NOEL BABA KİLİSESİ

Gezimizin üçüncü gününü Meis Adası’na giderek değerlendirdik. Yunanistan’ın en küçük adası olan Meis’e Kaş merkezden yaklaşık yarım saatlik feribot yolculuğuyla ulaştık. Meis Adası o kadar küçük ki, iki saatten daha az bir sürede adanın neredeyse tamamını dolaşmış olduk. Yürüyerek çıkılması zor olsa da, kalenin manzarası görülmeye değerdi. Meis Adası'ndaki en büyük kazanımımız, birçok ortak arkadaşımız olan Elçin ve Selim Oskay çifti ve sevimli kızları Serra Su’yla tanışmak oldu. Reha ve Serra Su, tatil boyunca unutulmaz anılarla dolu günler yaşadılar.

       

    

    

MEİS ADASI

Tarihi mekânlardan bahsederken Antiphellos Antik Tiyatrosu’nu da unutmamak gerekiyor. Kaş Kamping’e sadece 400 metre mesafedeki tiyatro, yarımadanın yüksekçe bir yerinde konumlanmış olup, denize bakan tiyatrolar arasında Anadolu'daki tek örnektir. 26 oturma sıralı bu tiyatro, tipik Helenistik tiyatro özelliklerine sahip olup sahne binası yoktur.


ANTİPHELLOS ANTİK TİYATROSU

Tatilimizin bir gününü de Kaş Kamping’e 1 kilometre uzaklıktaki Kaş Belediyesi’ne ait halk plajında geçirdik. Ulaşım kolaylığı ve temiz plajı ile tercih edilen bu mekân, bayram tatili nedeniyle oldukça kalabalıktı.

  

KAŞ BELEDİYESİ HALK PLAJI

Son günümüzde, Meis’te tanıştığımız Selim Bey ve Elçin Hanım’la birlikte Saklıkent’e gitmek istedik. Ancak sağanak yağmur nedeniyle Saklıkent’e gitmemiz mümkün olmadı. Bunun yerine günümüzü Patara’da değerlendirdik. Patara Müzesi girişinde, Patara ve Xanthos Antik Kentlerinin sorumlusu olan dostum Yusuf Benli’yle karşılaşmam bir mucize oldu. Onun sayesinde yöredeki tarihi değerler hakkında çok ayrıntılı bilgiler edindim. Yusuf Benli’ye buradan bir kez daha teşekkür etmek istiyorum. Tatilimizin son gününü Patara’nın incecik kumlarla kaplı sahilinde denize girerek tamamladık.

    

    

PATARA ANTİK KENTİ

    

XANTOS ANTİK KENTİ


PATARA PLAJI

Zeytin ağaçlarının altında, dolunayın oluşturduğu yakamozlarla ve dalga sesleriyle huzur dolu gecelerle tatilimizi tamamladık.  Kaş Kamping’deki karavan tatilimiz çok güzel anılarla dolu geçti. Türkiye’nin en güzel karavan kamp alanlarından biri olduğuna inandığım Kaş Kamping’in yöneticisi Okan Gözaçan’a, plajı sürekli kontrol altında tutan cankurtaran Aytaç Kibar’a, Sevgili Mehmet’e, kamp alanını, tuvaletleri, duş kabinlerini her zaman tertemiz tutan diğer tüm çalışanlara çok teşekkür ederim. Ayrıca dostluğunu kazandığıma inandığım Sevgili Can Sağlamöz’e teşekkür etmek istiyorum. Çok yakın bir zamanda yeniden Kaş Kamping’de olmayı sabırsızlıkla bekliyoruz.