Beyşehir Gölü, Göller Yöresi'inde, Konya ve Isparta illeri topraklarında bulunan, Türkiye'nin üçüncü büyük gölü, en büyük tatlı su gölü.
Batı ve güneyinde Toros Dağları, doğusunda volkanik Erenler Dağı, kuzeybatı güneydoğu yönünde ise Sultan Dağları ve Anamas Dağı ile çevrili tektonik bir çukurlukta yer almaktadır.
Yüzeyi denizden 1.121 m yüksekte ve 651 km² yüzölçümünde olan gölün GD–KB doğrultusunda uzunluğu 50 km, bu doğrultuya dik genişliği ise 18–20 km kadardır. En geniş yer Çiftlik köyü ile Kaşaklı Körfezi arasında 26 km'dir. En dar yeri Hoyran (Gölyaka) ile Akburun köyleri arasında 14 km'dir.
Suları tatlı olup, derinliği en çok 8–9 m civarındadır. En derin yeri farklı kaynaklarda 12, 14, 15 m olarak geçmektedir. Batı kıyıları derin ve dik, kuzey kıyıları derin, güney ve doğu kıyıları sığdır[1].Göller yağışlarla göle dökülen akarsularla ve kaynaklarla beslenirler. Eğer bir göle buharlaşma yoluyla kaybettiğinden daha fazla su gelirse göl suları yükselir. Gölün fazla suları göl çanağının en alçak yerinde bir dere halinde dışarı akmaya başlar.[2]
Çevresi, 2.000 m yüksekliğini aşan dağlarla çevrilidir. Fazla suları, yapılan kanal ile Çarşamba Suyu'na verilir. Beyşehir Gölü, “Uluarık” olarak adlandırılan, Çarşamba (Beyşehir) Çayı adlı gideğeni aracılığı ile güneydoğu yönünde yaklaşık 60 km yol alarak Suğla (Karaviran) Gölü’ne dökülmektedir. Konya Ovasının sulanması için Beyşehir kazası yanında büyük bir regülatör yapılmıştır. Göller Bölgesinin en büyük gölüdür. Büyük kısmı Konya, az bir bölümü Isparta topraklarında yer alır[1]. Konya'daki alan 523 km², Isparta'da 130 km²'dir.
İç Anadolu Bölgesi'nin batısına yakın, Isparta ile Beyşehir arasındadır. Gölü İç Anadolu Bölgesi'nden ayıran Sultan Dağları takriben 100 km uzunluğundadır. Bu dağlar aynı zamanda Eğirdir ve Akşehir Gölü ile Beyşehir Gölü havzalarının su bölümü çizgisi konumundadır. Sultan Dağları, Beyşehir Gölü Havzası’nı KD'dan çevreledikten sonra yerini Erenler (2319 m) ve Alacadağları’na (2203 m) bırakmaktadır.
Suğla ve Beyşehir gölleri arasında bulunan Seydişehir–Beyşehir çöküntü oluğunun doğusundaki dağlar: Sultan Dağları, Göl Dağları, Geyik Dağları, Batı Torosların iç koludur. Göl’ün batı kıyıları yüksek ve dik olup bu bölümde eğimin azaldığı bölgelerde Yenişar Ovası bulunur. Doğu ve güney kıyılar ise daha alçaktır. Hafif eğimli olan bu kıyıların gerisinde batı yönünde Yeşildağ ve doğu yönünde Kıreli ovaları uzanmaktadır.
Gölün tabanı neojen göl tortularıyla doludur. Gölün bir özelliği de içinde pek çok adanın bulunmasıdır. Suların seviyesine bağlı sayıları değişmekle beraber 10 kayalık ve 27 ada bulunur. Bunlardan bazıları; İğdeli, Akburun, Kızkalesi, Mada, Yılanlı, Külbent, İğdeli, Aygır, Orta, Keçi ve Hacıarif[3] adalarıdır. Bazı adalar eski zamanlardan itibaren yerleşim amaçlı kullanılmıştır.
Türkiye'de göl içindeki ada sayısı bakımından Beyşehir Gölü ilk sıradadır. Adalar günümüzde geçici yerleşme ve çevre yerleşimlerin ekonomik faaliyetlerini destekler mahiyettedir.
Adalarda Roma ve Bizans kalıntıları da bulunur: Kirse ve Hacıarif adalarında tapınak, Kızılada'da mezar ve hamam, Kuşkondu adasında mezar bulunmuştur. Mındıras adasında antik kalıntılar, Çeçen ve Akburun adalarında hamam harabeleri bulunur. Sular çekildiğinde Höyük Adası'nın güneybatısında mezarlık, Manarga Adasında antik yerleşme görülmektedir. Türk egemenliğinden sonra, 1277'de, Gölyaka köyü civarında Kubadabad sarayına bağlı iç kale mahiyetindeki şato Kızkalesi Adası'nda kurulmuştur[6].
Gölün kuzeybatısındaki Mada Adası (İğneliada) ve doğudaki Çeçen Adası'nda sürekli yerleşim bulunur. Mada Adası Şarkikaraağaç'ın, Gedikli köyüne bağlı Kumluca mahallesidir. Çeçen Adası'nda üç hane yaşamaktadır [7]. Çeçen Adası için Aşağıağıl, Telkenli ve Gavur adası isimleri de kullanılmaktadır.
Gölde bol miktarda Sazan Balığı, Aynalı Sazan, Turna, Levrek, Kadife Balığı vardır. Beyşehir Gölü Milli Parkı kapsamında koruma altındadır. Göl civarında çok miktarda yaban domuzu sürüler halinde bulunur.